Tromboz, kan damarlarının birinin veya birden fazlasının kan pıhtısı (trombus) tarafından tamamen veya kısmen tıkanmasıdır. Yaralanmalardan sonra kanamanın durdurulması ve fazla kan kaybının önlenmesi için pıhtıya ihtiyaç vardır. Yara iyileştikten sonra ise pıhtı fibrinoliz olarak adlandırılan endojen mekanizmalar tarafından tekrar çözülür. Kan, arter veya toplar damarlarda, özellikle de bacakların derin damarlarında vücudun diğer bölgelerine göre daha yavaş aktığı için tromboz en sık bu damarlarda görülür.
Pıhtı veya pıhtı parçalarının kan yoluyla akciğerlere veya beyne giderek orada tıkanıklığa sebep olması sık rastlanan bir sağlık sorunudur. Bu durum yaşamı tehdit eden pulmoner emboli veya felce yol açabilir
Trombozun çok tipik belirtileri vardır. Pıhtının nerede oluştuğuna bağlı olarak semptomlar kısmen farklılık göstermektedir.
Tromboz, özellikle alt bacağın büyük damarlarında yaygındır. Bunun nedeni kanın yerçekimi nedeniyle kalbe daha yavaş geri dönmesidir.
Bacaklarda en yaygın tromboz belirtiler:
Nadir Hastalıklar: Tanıya giden uzun yol ve beklenen yeni tedavi seçenekleri
Bahsedilen semptomlardan bazıları eksik olsa bile, bu durum bacaklarda bir tromboz olasılığını dışlamaz.
Kollarda bacaklara göre çok daha az sıklıkta tromboz oluşur.
Kollarda en yaygın tromboz belirtiler:
Kollarda trombozun semptomlara genellikle bacaklardakinden daha şiddetlidir.
Anal tromboz, anüs bölgesinde meydana gelen ağrılı şişlik ile fark edilir. Alt anal kanaldaki küçük bir damarın bir kan pıhtısı tarafından bloke edilmesi ile ortaya çıkar. Çok ağrılı olması nedeni ile hemoroidden ayırt edilir. Anal ven tromboz, özellikle doğrudan açıklık bölgesinde olduğu için çok ağrılıdır ama genellikle iyi tedavi edilirler (10)
Serebral venöz tromboz (SVT),, beyindeki oksijenlenmemiş kirli kanı (venöz kanı) taşıyan damarlarda pıhtı oluşması ile ortaya çıkan tromboz dur. Serebral venöz trombozu beyin damarlarında kan akışını bozar.
Serebral ven trombozu, özellikle Sars-Cov-2 korona virüsüne karşı aşılama ile bağlantılı olarak manşetlere taşındı. Bazı kişilerde aşı sonrası gelişen bağışıklık çok nadir de olsa Serebral venöz tromboza sebep olabilmektedir.(1)
Serebral ven trombozun en yaygın belirtileri:
Prensip olarak, vücuttaki tüm kan damarlarında tromboz gelişebilir. Diğer vücut bölgelerindeki damarlarda oluşan trombozun semptomları ekstremitelerdeki trombozun aksine, genellikle belirsizdir. Bu tür trombozda şiddetli ağrı veya organların işlev bozukluğu kimi zaman oluşmaz veya azdır. Spesifik olmayan bu tür trombozların semptomlarını netleştirmek için daha fazla tıbbi muayene ihtiyaç vardır.
Tromboz nasıl teşhis edilir?
Trombozun teşhisi için fiziki muayeneye, hasta hikayesine, laboratuvar analizlerine ve görüntüleme tekniklerine ihtiyaç vardır.
Hastanın durumuna göre değişen testler şunlarıdır:
Genetik Hastalıklar: Charcot Marie Tooth (CMT); belirtileri, tipleri ve tedavisi
Kandaki pıhtlasma eğiliminin makul bir tetikleyici nedeni bulunamaz ise altta yatan sebebi bulmak için trombofili testi tavsiye edilebilir (kanın pıhtılaşma eğilimini bulma testi). Bu ayrıntılı kan testi, özellikle ailede pıhtılaşma bozuklukları biliniyorsa faydalıdır.
Özellikle genç hastalarda, damarların doğuştan gelen anomalilerine bakılmalıdır. Bu trombozu tetikleyen bir risk faktörüdür. Yaşlı hastalarda tümörü olup olmadığı teyit edilmelidir. Zira trombozun arkasında bazen bir kanser tümörü olabilmektedir. Bu durum ne kadar hızlı keşfedilirse iyileşme şansı o kadar fazladır. (2)(3)(4)(5)
Kan damarlarda çok yavaş akıyor veya girdaplar oluşturuyorsa, bu trombozu teşvik edebilir.
Risk faktörleri
Kan çok yavaş akıyor veya akış sırasında girdaplar oluşuyorsa, bu durum trombozu teşvik eder. Yaralanmalar, yanıklar, iltihaplanma veya enfeksiyonlardan kaynaklanan damar duvarı hasarları veya değişiklikleri veya atardamarlarda vasküler kireçlenme de (damar sertliği) trombozu teşvik eden önemli risk faktörleridir.
Kan bileşenlerinin değişmesi veya değişime katkı sağlayacak etkenler de pıhtılaşma için risk oluşturur.
Risk faktörleri
Kortizon kullanımı hemostatik (kanamayı durduran) ve fibrinolitik (kan pıhtılsini eriten) sistemlerde değişikliklere neden olur ve bu da spontan olarak alt bacakların derin damarlarında (DVT), akciğerlerde (pulmoner emboli) tromboz riski oluşturur. Jama Internal Medicine derginin 2005 yılı ile 2011 yılları arasında tromboz nedeni ile hastahaneye yatan toplam 38.765 hastanın verileri incelendi.
Sonuç: Tromboz vakasından 90 gün önce kortizon alanlarda risk 2.31 kat, yeni kortizon alanlarda ise riskin 3.06 kat artmış olduğu bulundu (9).
Genetik yatkınlık, kanın damarlarda pıhtılaşmasına sebep olan önemli bir başka faktördür. F5 ve F2 genlerindeki trombofilik mutasyonlar kanın pıhtılaşma sürecinde rol oynayan iki proteinin (Faktör V ve Faktör II) yapısını ve işlevini etkiler.
Bu mutasyonlardan birinin bulunması, doğuştan kan pıhtılaşmasına yatkınlığın artması anlamına geliyor ve bazı önleyici tedbirlerin alınması gerekir.
Tip 2 Diyabete karşı pratik önlemler ve tedavideki yeni gelişmeler
Trombozu tedavi etmenin temel amacı, pıhtının damar duvarından ayrılmasını ve kan dolaşımı ile hayatı organlara gitmesini yani emboliyi önlemektir, zira pıhtı yaşamı tehdit edebilecek bir arteri tıkayarak ekstremitelerde veya organda uzun süreli, onarılamaz hasarlara yol açabilir (posttrombotik sendrom).
Tedavide kullanılan üç temel yöntem vardır:
Hangi yöntemin kullanılacağı pıhtının oluştuğu yere bağlı olarak değişir. Kimi zaman farklı tedavi yaklaşımları birlikte kullanılır.
Kompresyon tedavisi: Ekstremitelerde yakın zamanda bir tromboz olması durumunda önemli acil önlemler alınmalıdır. Örneğin, etkilenen bacak veya kol kaldırılarak kompresyon bandajı uygulanmalıdır. Bu durum damarın daha fazla tıkanmasını ve ekstremitelerin daha fazla şişmesini önler.
Uygulama: Sıkıştırma bandajı, tromboz bölgesinin çok ötesine uzanmalıdır. Örneğin, alt bacakta oluşan bir tromboz vakasında bandaj dizin üstüne kadar sarılmalıdır. (Damarları bandaj ile sıkıştırmak kan akışının daha iyi olması için gerekli bir yöntemdir). Yeterince güçlü ve eşit derecede bir sıkıştırma elde etmenin iyi bir yolu ise Sınıf II tromboz çorapları dır (hafif-orta basınçlı çoraplar (20-30 mmHg). Damarlar trombozdan zarar görmüşse, kompresyon tedavisine uzun vadede devam edilmelidir.
İlaçlı tedavi: İlâçlı tedavinin amacı, kan pıhtısının daha fazla büyümesini ve muhtemelen pulmoner arterlere (kanı kalpten akciğerlere taşıyan kan damarları) geçmesini önlemektir. En iyi durumda, ilaç vücudun kendi enzimlerini olumlu yönde etkileyerek trombüsün/pıhtının tekrar küçültmesine hatta tamamen çözmesine neden olur. Ayrıca antikoagülan ilaçlar (kanın pıhtılaşmasını önleyen ilaçlar) yeni bir tromboz gelişimini de önler.
Akut tromboz tedavisi: Bu tedaviye, doktorun kesin veya yüksek bir olasılıkla bir tromboz tespiti koyması durumunda hemen başlanır. Tedaviye, trombozun lokalizasyonuna bakılmaksızın direkt Antikoagülasyon ilaçlar ile başlanır ve genellikle başlangıçta kanın pıhtılaşmasını engelleyen heparin kullanılır. Heparin deri altına (subkütan) yüksek dozlarda enjekte edilir veya infüzyon şeklinde verilir. Zira ağızdan alınan heparin mide-bağırsak yolunda parçalanır ve kan dolaşımına girmez. Ayrıca başlangıç için fondaparinuks da kullanılır. Bu etken madde özellikle heparin uygulaması nedeniyle kandaki trombosit sayısının yaşamı tehdit eden seviyeye düşmesi durumunda kullanılır.
Akut tromboz tedavisindeki Rivaroksaban ve Apiksaban gibi oral antikoagülanlar da doğrudan kullanılabilir (DOAC).
Tromboz riskini düşük tutmak için alınacak basit önlemler:
Mehmet Saltuerk
Dipl. Biologe Mehmet Saltürk
The Institute for Genetics of the University of Cologne
Kaynaklar ve Referanslar:
1- Management and Outcomes of COVID – 19 Associated Cerebral Venous Sinus Thrombosis2- Deep Venous Thrombosis Risk Factors3- State of the Art 2016: Research and Review from the 9th Congress of the Asian-Pacific Society on Thrombosis and Hemostasis4- Factor V Leiden mutation5- Use of Glucocorticoids and Risk of Venous ThromboembolismA Nationwide Population-Based Case-Control Study6- Surgical treatment of thrombosed external hemorrhoids – Case report and review of literatureYAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?