COVID-19 Pandemisi ve Tıp & Sağlık Bilimlerinde Eğitim: Olanaklar ve riskler

Yazan Prof. Dr. İpek Komsuoğlu Çelikyurt
25 Mayıs 2020   |    30 Mart 2023    |   Kategori: Güncel / Literatür, Sağlık Gündemi Print

Üniversiteler ve yükseköğretim kurumları bugün yaşadığımız COVID-19 pandemisi ve onun yarattığı yüksek düzeydeki kriz nedeniyle eğitimle ilgili yeni paradigmalar ve koordinasyon mekanizmaları üzerinde yoğun çalışmalar yürütmektedirler. Mevcut durumun, 2021 yılının en azından ilk sömestirinde de devam edeceği düşünüldüğünde, yüksek öğretimde uzaktan eğitim modelleri üzerinde ivedilikle konsantre olmalı, özellikle pratik ve laboratuvar uygulamaları ve sınav sistemleri konusunda örneklemeler ve çalışmalar yapılmalıdır. 

Bu konuda anafikir: “Üniversitelerimizin fiziki mekanları kapalı olsa da akademik eğitim tüm hızıyla devam ediyor olmalıdır.”

Hepimizin bildiği gibi uzaktan eğitim, yeni bir konsept değil, ülkemizde de üniversitelerimizde UZEM merkezleri ve açık öğretim programları ile yıllardır kullanımda olan bir eğitim modelidir. Ancak, pandemi döneminde yükseköğretimin kesintiye uğramaması amacıyla bir eğitim yolu olarak birden bire, hızla ve yoğun olarak kullanıma girdi. Ayrıca, daha önce yaygın kullanmaya çokta alışkın olmadığımız birçok yeni video- konferans ve eğitim materyeli ile tanıştık. Zoom, Webex, Microsoft Team ve benzeri gibi software programları inanılmaz bir yayılımla kullanıma açıldı. Tabi ki video konferanslar hiçbir zaman yüzyüze eğitimin yerini tutmamaktadır, ancak yine de önemli bir realitedir ki, COVID pandemi günlerini atlattığımızda bile bu software programların kullanımı ve online eğitim, artık eğitim hayatımızın bir parçası olmaya devam edecektir.

Türkiye’de ve dünyanın birçok ülkesinde, uzaktan eğitimin temel yapılanması mevcut olsa da bu eğitimin veriliş kalitesi ve detayları konusunda dünya hazırlıksız yakalandı. 2020’de ve hatta 2021’de de uzaktan eğitimi ve uzaktan toplantıları aktif olarak kullanacağımızı düşünerek eğitim komisyonlarımızın ve hepimizin uzaktan eğitim ile ilgili uygulamalarını hızla geliştirmesi gerekiyor.

Türkiye’de anket çalışmaları üniversitelerimizin büyük bir çoğunluğunda, uzaktan eğitimin başarı ile yürütüldüğünü göstermektedir. Ancak, özellikle, Tıp Fakültesi, Diş hekimliği, Hemşirelik gibi uygulamayı gerektiren sağlık bilimlerinde ve birçok mühendislik dallarındaki laboratuvarlarda pratik ve staja dayanan eğitimlerin verilmesi ve sınavların yapılması zorluk ve özveri gerektirmektedir. Sosyal mesafe kavramını koruyarak bu pratik eğitimin yüzyüze verilmesi olanaksız.

Dolayısı ile, bu yeni sistem modeline hızla alışmalı, öğrenmeli ve uygulamaya koymaya çalışmalıyız. Bu amaçla, özellikle sağlık bilimleri ile ilgili yükseköğretim kurumlarında eğitim komisyonları öğrenci motivasyonunu da göz önünde tutarak uzaktan eğitim ve sınavları kapsayan yeni modelleri uygulamaya koymalıdır.

Aslında pandemiden öncede, Dünya Ekonomik Forumu (WEF) 2030’a kadar yani neredeyse 10 yıl içinde 130 milyon yeni iş modelinin piyasaya sürüleceğini öngörüyordu. Tamda bu bağlamdan olmak üzere inovatif akademik modellerde de multidisipliner ve güçlü iletişim teknolojilerinin öne çıkacağını görüyoruz. Yine, dünya ekonomik forumu, yetişen yeni nesilde ve yeni eğitim sistemlerinde 4C Modelini savunuyor, (Critical thinking, Creativity, Collaboration, Communication-Kritik düşünme, yaratıcılık, işbirliği, iletişim). Bu nedenle, 42 Network ve Le Wagon gibi dijital eğitim veren okul ve kurs grupları hızla dünyaya yayılmakta ve hangi meslek grubundan olursa olsun, binlerce öğrenci bu kurumlardan başta işbirliği ve iletişim konuları olmak üzere dijital süreçler ve kodlama eğitimi almaktadırlar.

Ülkemizde 122 Tıp fakültesi ve bunlarda eğitim alan 95.000 Tıp öğrencisi mevcut. Pratik ve hasta başı eğitimden yoksun kalmak Tıp eğitiminde ciddi bir sorun.

1910’larda yayınlanan Flexner raporundan bu yana, Tıp eğitimi ilk sınıflarda temel bilimler ve daha sonra hasta başı eğitimi ile devam etmektedir. Bunun dışında bir eğitim şekli hiç düşünülmediği için, bugün Tıp Fakülteleri ve sağlık bilimlerinde öğrenciler ve araştırma görevlilerinin eğitimi açısından gerçekten zor, stresli ve telaşlı günler geçirmekteyiz… Yüze-yüze olan öğrenme şeklinde, fakülte öğretim üyeleri, sınıftaki, stajdaki, lablardaki öğrencilerinin nasıl çalıştığını ve öğrendiklerini gözlemleyebilir ve sınıf içerisinde nasıl bir iletişim ve etkileşim içinde olduklarını görebilmektedirler; uzaktan öğrenmede ise, öğrenci davranış ve cevaplarını monitorize etmek çok daha zordur.

Ancak bugün bu zor durum realite olarak karşımızda durmaktadır. Dünyanın birçok ülkesinde, Telemedicine Modülleri, OnlineMedEdu örneğindeki gibi online Tıp Eğitimi programları, 3D imajlı kadavralar, online curriculum (müfredat) videoları hızla yaygın olarak kullanıma açıldı. Bu videoların büyük birçoğu açık bilim-açık erişim politikası uygulamaları ile ücretsiz olarak kullanımda. Uzaktan eğitim sürecinde, tam normal günlere geçinceye kadar öğrencilerimize de sistemi kabullenme ve geliştirme konusunda büyük iş düşüyor. Bu sisteme öğretenler ve öğrenenler birlikte alışacağız gibi duruyor.

Örnekler ile gidersek: Singapurdaki Tıp fakülteleri staj gruplarında (50 kişilik) senaryo temelli uzaktan eğitimi uygulamaktadırlar. İngiltere’nin Tıp eğitimi konusunda öğretim üyelerine, mesleki sınavlara girecek olanlar için revizyon metaryelleri hazırlamak, ameliyatlar ve klinik uygulamalar konusunda simulasyon ve sanal gerçekliği iyi çalışılmış modellemelerle simulasyon teknolojileri yaratmak ve öğrencilere ve asistanlara şu anda mevcut sanal imkanların en iyisini kullanmak ve onları eğitimden eksik bırakmamak gibi önerileri mevcut. Pandemi sürecinde, ABD’de Tıp Eğitimi tamamen sanal materyeller ile yürütülüyor…

Bu yazıda, COVID-19 pandemisi esnasında Tıp eğitiminin nasıl olacağına dair genel bir bakış açısı sunmaya çalıştım. Bu perspektif ile baktığımızda, klinikte hasta görmenin ve pratik yapmanın önemi ve gerekliliği tabi ki tartışılamaz. Ancak içinde bulunduğumuz günler buna olanak vermiyorsa ki vermiyor, tıp fakültesinde eğitimin aksamaması, eğitim takviminin, müfredatın bölünmemesi için hem öğrenciler hem hocalar, hem lisansta hem mezuniyet sonrasında uzaktan eğitim olanaklarını ve bu eğitimin kalitesini yükseltmenin maksimum gayreti içinde olmalıyız.

Birçok çalışma göstermiştir ki, öğrenciler için, uzaktan eğitim yüzyüze öğrenmeden çok daha stresli olmaktadır. Bu stres, kurslar dizayn edilerek, öğrenciler ile webinarlar düzenleyerek çözümlenmeye çalışılmalıdır. Özellikle, Tıp ve sağlık bilimleri öğrencileri, bu, yüzyılda bir rastlanan pandemiyi, bir öğrenme ve deneyim alanı olarak ta izlemeli ve değerlendirmelidirler.

Dünya literatürü, pandemi günlerinde Tıp Eğitimini tartışırken, yaşanılan bugünlerin deneyimlerinden de öğrenmeyi ve yararlanmayı Tıp eğitiminin önemli bir safhası olarak görmektedirler (Lancet March 27, 2020). Bir sağlık mensubu olarak tarihe geçecek bu pandemi günlerinde, dünyanın nasıl koordine edildiğini izlemek, sorunları bizzat görmekte ayrı büyük ve değerli bir staj olarak algılanmalıdır.

Prof. Dr. İpek Komsuoğlu Çelikyurt 
Kocaeli Üniversitesi, Tıp Fakültesi,Farmakoloji AD

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla