Kadına yönelik şiddeti tanımak! Önlemler, koruma ve korunma

Yazan Uzm. Dr. Atiye Bortluoğlu
6 Ocak 2020   |    8 Ocak 2020    |   Kategori: Hukuk / Mevzuat, Üye Yazıları Print

Şiddet, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından “fiziksel güç veya iktidarın kasıtlı bir tehdit veya gerçeklik biçiminde bir başkasına uygulanması sonucunda, maruz kalan kişide yaralanma, ölüm ve psikolojik zarara yol açması ya da açma olasılığı bulunması” durumu olarak tanımlanmaktadır. (World Health Organization – 2002) Şiddet; her sosyokültürel düzeyde görülen bir halk sağlığı sorunudur. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya üzerindeki kadınların %35’i partnerlerinin fiziksel ve/veya cinsel şiddetine ya da partnerleri dışındaki kişilerin cinsel şiddetine uğramaktadır.

Kadına yönelik şiddet türleri: Fiziksel, cinsel, sözel/psikolojik şiddet ve ekonomik şiddettir.

Fiziksel şiddet: Kadına zorla bir şey yaptırma ya da bir şey yapmaktan alıkoyma amacıyla, kadının iradesi dışında gerçekleşen fiziksel zarar verici eylemlerdir. Vurma, bir şey fırlatma, tokat, yumruk atma, itip kakma, kolunu bükme, tekmeleme, saçını çekme, bir araçla vücuduna zarar verme(kesici delici alet, silah..), sigara söndürme, kaynar su dökme gibi davranışlardır.

Psikolojik şiddet: Kadını küçük görme, bir işi yapamayacağını söyleme, kişiliğini ve fikirlerini önemsememe, bağırma, lakap takma, davranışlarını sürekli olarak eleştirme, kontrol etme, surat asma, emir yağdırma, iş, eğitim, sosyal yaşamda kadının karşısına çıkan fırsatlara engel olma vb dir.

Cinsel şiddet: Kadının iradesi dışında ilişki kurma/tecavüz/sözlü ve fiili olarak gerçekleştirilen taciz(dokunma, elleme, öpme..),istemediği zaman/şekilde cinsel ilişkiye zorlamak, tecavüz, Gebelik/seksüel yolla bulaşan hastalıklara yakalanmasına neden olmak, doğum kontrol yöntemlerini reddetmek, başka kişilerle ilişkiye zorlamak, fahişe veya frijid.. olmakla suçlamak, namus ve töre gerekçesi ile baskı uygulamak vb.dir.

Ekonomik şiddet: Çalışmaya zorlama ya da çalışmaktan alıkoyma, kadının parasını denetleme, kontrol etme, evin idaresi için yetersiz para vermek, kredi kartına el koymak, mal kaçırmak, kadının eğitim almasına engel olma vb.dir.

Kadına yönelik şiddet denilince akla ilk gelen ev içinde eşe yönelik fiziksel şiddet imgesi olmakla birlikte şiddetin tüm formlarını bilmek ve tanımak sadece eşe değil, partnere, sevgiliye, flörte şiddet şekillerinin farkında olmak bundan korunmak için ilk ve en önemli adımdır. Kadına yönelik şiddet suçu açısından bakıldığında bu suç tekrarlama (residivizm) sıklığı yüksek bir suç olması nedeniyle suçu önleme bakımından da hem bireysel hem toplumsal farkındalık sağlanması gereklidir.

Kadına şiddet davranış paternini tanımak:

Pek çok kişinin bilgisinin tersine kadına yönelik şiddet istismarcının davranışlarındaki kontrolü yitirmesi değil, aslında şiddet davranışı bilinçli bir şekilde kontrolü kazanmak için yapılan seçimdir. Saldırgan karşıdakini manipüle etmek, gücünü ortaya koymak için çeşitli davranışlar uygular:

Dominans: Saldırgan ilişkinin kontrolünü elinde tutma ihtiyacındadır. İlişki, karşı taraf, aile için karar alır ve bu karara sorgusuz uymanızı bekler.

Aşağılama: Karşıdakinin kendine güvenini azaltmak, eksik hissetmesi için her şeyi yapacaktır. Hepsinin sonunda değersiz, güvensiz, kimsenin istemeyeceği, ilişkiyi terk edemeyecek birine dönüştürülmeye çalışılır.

İzolasyon: Ona bağlılığı artıkça, dış dünya ile bağlantınızı da kesecektir. Arkadaşlar, aile ile görüşmeyi, hatta okula, işe gitmeyi de engelleyebilir.

Kadına yönelik şiddet

Tehditler: Saldırgan sıklıkla ayrılmak veya kötü duruma düşürme tehdidini(sanal medyada resimlerini kullanma, yaptıklarını savcılığa bildirme vb), sevdiklerine ve kendisine, karşısındakine zarar verme, öldürme, intihar etme tehditlerini kullanır.

Göz korkutma: Çeşitli gözdağı verme taktikleri uygulayarak karşıdakinin korkması, boyun eğmesini sağlamaya çalışır. Bu davranışlar bakış, jest, mimikler, bir şey fırlatmak, eşyasına, evcil hayvanına zarar vermek, silah, bıçakla gözdağı vermek olabilir.

İnkar ve suçlama: Saldırgan ‘‘affedilemez’’, ‘‘kabul ettirilecek’’ mazeretler(kılıf uydurma) bulmada beceriklidir. Davranışını; kötü geçen gününe, kötü geçen çocukluğuna, mağdurun davranışlarına,(mağdurun çocuğuna kötü davranması, yemek yapmaması..) bağlar. Aynı zamanda şiddet davranışı minimize eder/inkar eder. Sıklıkla bu davranışının sorumlusunun mağdur olduğunu, tüm suçun onun olduğunu söyler(sorumluluğu aktarma) .

Şiddet döngüsü neden devam eder?

Şiddet döngüsünün devamına neden olabilecek bazı bireysel ve toplumsal durumlar ön plana çıkmaktadır: Eşinin değişeceğine ve bunun gerçekten son olduğuna inanmak isteme/inanma, şiddeti normal görme (normalize etme) /görmezden gelme/ duygularını bastırma, aile, sosyal çevrenin, toplumun durumu normalize etmesi/ ‘‘aile meselesi’’ deyip karışmaması, kadının zamanla kendine güveninin azalması, bireysel sorun çözme, girişimde bulunma, baş etme yeteneklerinin körelmesi, çevreye, topluma güveninin azalması, şikayet etse de kimsenin / hiçbir kurumun koruyamayacağına inanması, öğrenilmiş çaresizliğe kapılması, bir geleceği kalmadığına inanması, umutsuzluk, karamsarlığa düşmesi vb.

Kadının fiziksel yaralanmalarında sıklıkla yara, bereleri geçene kadar evden dışarı çıkmaması, kimseyle görüşmek istememesi nedeniyle çevrenin farkına varmaması vb
Ağır bir yaralanma olana kadar kadının sağlık kuruluşlarına gitmemesi, gitse de gerçeği söylememesi(ev kazası, merdivenden düşme ifadesi nedeniyle kayıtlara bu şekilde geçmesi, tekrarlayan fiziksel şiddet davranışlarında her defasında farklı hastaneye/doktora gidilmesi, ya da iyi sorgulanamaması nedeniyle fark edilememesi, bir şekilde farkına varıldıysa ya da şikayet başvurusu yapılsa da şikayetin geri alınması sıklıkla kadına şiddetin gizli kalmasına yol açan nedenlerdendir.

Fiziksel Yaralanma paternini tanımak

Olguların önemli bir kısmında yara ve bereler baş boyun yüz, eller, kollardadır. Çeşitli çalışmalarda baş boyun yüzde yaralanma %35.5-81 sıklıktadır. Trafik kazası, yüksekten düşme ve aile içi şiddet olgularının karşılaştırıldığı bir çalışmada acil birimlere başvuran tanıksız, baş boyun yüz bölgesi yaralanmalarının aile içi şiddet için belirgin bir işaret olduğu bildirilmektedir.

Saç çekilmesi de sık olduğundan saçlı deride hassasiyet görülebilir. Bazı berelenmelerde morluklar birkaç gün sonra ortaya çıkabilir, dolayısıyla aynı gün yapılan fiziksel muayenede ortaya çıkmayabilir. Vücutta değişik evre, yaşlardaki yara, bereler(morluklar bir süre sonra yeşil, sarı ve renk alarak iyileşir, 7-10 günde geçer, ancak sıyrıklar, kesici delici alet izleri, sigara söndürme, kaynar su, vb izleri sıklıkla kalır.)

Ruhsal belirtileri tanımak:

Ruhsal belirtiler ve şiddeti kişiden kişiye değişebilir. Bunda kişilik özellikleri, baş etme becerileri, sosyal destek, psikiyatrik tedaviye ulaşım vb faktörler etkili olmaktadır. Ancak sıklıkla gözlemlenen belirtiler; mutsuzluk, durgunluk, karamsarlık, kaygı, korku, endişe, baygınlık, kendine güveninde azalma, girişimciliğinin azalması, sorumluluk almada isteksizlik, önceden yapabildiği şeyleri yapamama, içe kapanma, sosyal geri çekilme, genel işlevsellikte azalma(sosyal, mesleki, ev,çocuk, kendine bakım..), hobi boş zaman aktivitelerinde azalma görülebilir. Hatta Depresif Bozukluk, Anksiyete Bozukluğu, Travma Sonrası Stres Bozukluğu gibi psikiyatrik tanılar alabilirler, intihar girişiminde bulunabilirler. Gözlenebilen diğer rahatsızlıklar; Kronik Ağrılar, Somatizasyon Bozukluğu, Eden Dismorfik Bozukluğu, Yeme Bozukluğu vb rahatsızlıklardır.

Kadına şiddet birçok psikiyatrik sorunun sebebi

Şiddet mağdurlarının başkaları ile ilişki ve iletişimi de bozulur. Duygusal ilişkilerde zorluk, diğer bireylerle kurduğu ilişkilerde sorunlar yaşama, alınganlık/sinirlilik/ öfke gözlenebilir.
Riskli davranışlar, zarar görebileceği durumlara girme, hayatını önemsememe(alkol, madde kullanma, korunmak için ‘’belalı kişilerle’’ arkadaşlık kurma, tehlikeli araba kullanma, evden kaçma, tehlikeli ortamlara girme..) söz konusu olabilir.

Risk durumunu tanımak:

Riski arttıran durumları tanımak önemlidir. Bunlar: önceki aile içi şiddet öyküsü, geçmişte fiziksel saldırı öyküsü, yakın zamanda mağdurdan ayrılmış olma, öldürme tehditleri, takip etme, son zamanlardaki saldırı sıklığının artması, işsiz olma, alkol madde kullanımı, çocukların yanında şiddet uygulama, çocuklara da şiddet uygulama, geçmişte eşe karşı saldırıları küçümseme/inkar, eşe yönelik saldırıları destekleyen bir tutum, şiddet nedeniyle tutuklanma, şartlı tahliye-denetimli serbestlik kurallarını ihlal etme vb durumlardır. Bunların varlığına göre şiddet risk analizi ve öngörüsünde bulunmak uygun koruma tedbirleri almak gereklidir.

Göz ardı edilen konular:

Erkek dominansını savunan bakış açısı(Eksik etek! Ataerkil bakış? Misogyny(kadın düşmanlığı), toplumsal cinsiyet ayrımcılığı, medyada şiddetle ilgili kontrolsüz, tekrarlanan söylem ve görseller, dizilerde şiddeti öven, örnek alınan erkek karakterler, kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran porno vb, gibi konular sıklıkla göz ardı edilmektedir.

Özellikle TV ve internetteki tekrarlayıcı, kontrolsüz görsel ve söylemler izleyicide travma etkisi/normalizasyon/kanıksama/örnek alma gibi olumsuz davranışlara yol açabilir.
Flört şiddeti yine göz ardı edilen konulardandır. Flörtün kendinden bağımsız hareket etmesi, program yapması, arkadaşları ile vakit geçirmesi, giyimi, konuşmalarına vb karışmak, baskı altına almak fark edilmeyebilir.

Genç kızın bu davranışları normalize etmesi, ‘‘basit kıskançlık, sahiplenme -beni seviyor, sevgisinden..’’ şeklinde yorumlaması şiddetin artarak devamına neden olabilir. Özellikle ayrılmak istendiği durumlarda sözlerle terörize etmek, hakaret, aşağılama, terk etmekle ya da terk ederse ailesine söylemekle, sanal medyada uygunsuz görüntülerini, telefon numarasını paylaşmakla, tehdit etmek şiddetin artarak devamına neden olabilir.

Önlemler, koruma, korunma:

Arkadaşımız, komşumuz ya da çok tanımadığımız biri de olsa yapılacak şeyler her zaman vardır. Mağdurun ne hissettiğini bilmek, anlamak, iyi bir dinleyici olmak, nasıl yardım edebileceğini sormak, yardım alması için cesaretlendirmek yapılabilecekler arasındadır.

Mağdurun psikolojik, psikiyatrik yardım alması, kendi duygularını tanıması, farkında olması ve bu duyguların kendine has değil, tüm mağdurlarda görülen ortak evrensel duygular olduğunu bilmesi çözümde ilk adım olabilir.(‘’korkuyorum, mutsuzum, yalnızım, ümitsizim, kafam karışık, öfkeliyim, çaresizim, hiç bilmiyorum’’, ‘’şikayet edersem daha kötü olacak’’, ‘’daha çok zarar vermesinden, öfkelendirmekten korkuyorum’’, ‘’kendine zarar vermesinden korkuyorum’’, ‘’hapis cezası almasından korkuyorum’’, ‘’ailemden korkuyorum’’).

Eğer mağdur öğrenci ise, aile, danışman, rehber öğretmen bilgilendirmek, danışmalıdır. Mor Çatı ve benzeri kuruluşlardan sosyal ve psikolojik destek alınabilir. Barolardan ücretsiz hukuki yardım sağlanabilir. Sağlık kuruluşu, polis, kolluk kuvveti, savcılık şikayet, birimler arası bilgi akışı, koordinasyon sağlanmalı, bu kuruluşlar tarafından ‘’Risk değerlendirmesi ve Uygun Koruma Tedbirleri’’ sağlanmalıdır.

Mağdurun acil ulaşılacak numaraları bilmesi kaydetmesi(183, 155, 110, 112, 153, yakınının telefonu), acil durumlarda kullanmak için ulaşım ücreti bulundurması(taksi vb) hayat kurtarıcı olabilir. Grup içinde, kalabalıkta kalmak, güvenli bölgeyi terk etmemek yararlı olabilir…

Son olarak; Şiddet her yaşta(yaşlı, genç, çocuk), her sosyoekonomik-kültürel düzeyde(fakir, zengin, işçi, doktor) ortaya çıkan bir durumdur. Sadece sizin başınıza gelmedi, utanmayın, suçluluk duymayın! Şiddete maruz kaldıysanız kendinize güveniniz azalabilir, problem çözme yeteneğiniz azalır. ‘’eski ben değilim’’..  diye düşünebilirsiniz. Bu ve fazlası şiddetin üzerinizdeki ruhsal etkisidir, yardım alın. Yalnız değilsiniz, unutmayın…

YAZIYI PAYLAŞ

YORUMUNUZ VAR MI?

guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
Tüm yorumları gör
Araç çubuğuna atla