Doktorların kamu hastanelerinden kaçışının ana nedeninin ‘5 dakikada bir hasta muayene etme sistemi’ olduğunu söyleyen Türk Dermatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ertan Yılmaz, Antalya’da düzenlenen 32. Ulusal Dermatoloji Kongresi’nde, kamuda uygulanan kısa muayene süreleriyle ilgili açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Yılmaz, ‘5 dakikada bir hasta muayene sistemi’ nedeniyle hem hastaların hem de doktorların mağduriyet yaşadığını ifade ederek, bu uygulamanın sağlık sisteminde verimliliği azaltıp, ciddi sorunlar doğurduğunu söyledi.
Kongrede güncel tıbbi gelişmeleri, toplumda sık görülen hastalıkları, tedavi şekilleriyle ilgili bilgileri tazeleyip, tartıştıklarını belirten Prof. Dr. Yılmaz, kamuda muayene sürelerinin yetersizliğinin sağlık hizmetlerinin kalitesini düşürdüğüne dikkat çekti. Prof. Dr. Yılmaz, “Hastalar şikayetlerini ifade edemeden muayene tamamlanıyor. Bir hastanın şikayetlerini anlatması, tepeden tırnağa muayene edilmesi ve kafasındaki tüm soruların yanıtlanması zaman alır. Ancak 5 dakikalık sürelerde bu mümkün değil. Bu hem hastayı hem de doktoru mutsuz eden bir sistem yaratıyor” dedi.
Sedef hastalığı yeterince bilinmediği için pek çok kişi tedaviden mahrum kalabiliyor!
Prof. Dr. Ertan Yılmaz, kamu hastanelerinde randevularla ilgili ciddi problemler yaşadıklarını belirterek, “Kamuda resmi olarak görünen randevu süresi 10 dakika ama yanında küçük bir hile yapılıyor. Yedek hasta yazılıyor yani 15 dakikada bir hasta randevusu veriliyor görünmek için. Aslında gerçekte 5 dakikaya hatta 3 dakikaya kadar inen bir süre söz konusu. Bu kabul edilebilir bir durum değil” diye konuştu.
Kısa muayene sürelerinin hastaları başka doktorlardan görüş almaya yönlendirdiğini söyleyen Prof. Yılmaz, bu durumun sağlık sistemindeki yükü artırdığını vurguladı. Prof. Dr. Yılmaz, “Bir ay içinde 5 farklı doktora giden hastalar var. Hasta hekime geliyor, ne şikayetiniz var diye soramadan, ayrıntısıyla muayene edemeden zaman bitiyor. O zaman olmayınca, hekimin eli ayağı dolaşıyor ve mutsuz bir şekilde hastaya reçete yazıp göndermek zorunda kalıyor. Hasta mutsuz, sonuç alamıyor. Doktor hata yapmış olmak, hastaya yeterince yardımcı olamamış olmaktan dolayı iki kat daha mutsuz oluyor. Eğer bir hasta, 15 dakikalık bir muayene süresiyle kapsamlı bir şekilde değerlendirilebilse, bu döngü kırılabilir” dedi.
Kısa süreli muayenelerin yanlış teşhis ve tedavilere, gereksiz ilaç kullanımına ve dolayısıyla SGK’ya yüksek maliyetlere yol açtığına dikkati çeken Prof. Dr. Ertan Yılmaz, “Hem muayene, hem ilaç reçete etme nedeniyle inanılmaz bir SGK harcaması var. Gereksiz yere evlerde poşetler dolusu ilaç var ve tanıları gecikmiş, tedavilerinde zorunlu olarak hatalar olan bir döngünün içerisindeyiz.
Sedef hastaları en çok önyargılardan ve ‘alternatif tıptan’ çekiyor
Bu döngüyü kırmak için biz tarihi bir çaba gösteriyoruz” ifadelerini kullandı. Sorunun çözümü için Sağlık Bakanlığı ile temas halinde olduklarını ancak bazı konularda yargıya başvurmak zorunda kaldıklarını belirten Yılmaz, “Sağlık Bakanlığı ile iletişim içindeyiz. Bazen yanıt alamayınca da mecburen dava açıyoruz. Şu anda özellikle 5 dakikada bir muayene konusunu yargıya taşımış durumdayız çünkü uygulanabilir değil” bilgisini verdi.
Yılmaz, muayene süresi konusunda toplumdan bu talebin gelmesini beklediklerine değinerek, “Hekimler olarak çaba gösteriyoruz, ancak bu talebin halktan gelmesi gerekiyor. ‘5 dakikada muayene olmak istemiyoruz’ diye bir talep oluşursa, hekimin de eli güçlenir. Çünkü biz orada çalışıyoruz, sabahtan akşama kadar emek veriyoruz ama verdiğiniz emeğin karşılığında hastanın iyileşmiş olması, kafasındaki soruların cevaplarını almış olmasını umuyoruz. O olmayınca akşam mutsuz bir şekilde evimize gidiyoruz ve bu bir yılgınlığa yol açıyor. Bu yüzden kamudan kaçış da oluyor. Kamudan kaçışın ana nedenlerden birisi de bu 5 dakikada bir muayene sistemidir” dedi.
Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Akın Aktaş ise kısa muayene sürelerinin eğitim süreçlerini de olumsuz etkilediğini belirtti. Aktaş, “Eğitim hastanelerinde asistanlar diyor ki; ‘5 dakikada ben yanımdaki hocaya hastayı anlatma veya hastaya eğitim konusunda fazla faydalı olamıyorum. Çünkü arkada sıra bekleyen hasta, 5 dakikadan sonra kapıyı çalmaya başlıyor’. Dolayısıyla bu durum özellikle eğitim hastanelerinde asistanların eğitimini olumsuz yönde etkiliyor” diye konuştu.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?