Özellikle çok sıcak bir yaz mevsimini geride bırakırken yine çok konuşulan sağlık konularının başında kalp hastalıkları yer alıyor. Rakamlar, son yıllarda kalp hastalıklarının görülme sıklığının arttığını gösteriyor. En çok dikkat edilmesi gereken rahatsızlıkların başında ise koroner kalp hastalığı geliyor. Koroner kalp hastalığı sorunu yaşayan her 100 kişiden 25’i herhangi bir belirti olmadan ani ölümle karşılaşıyor. Koroner kalp hastalıklarının büyük ölçüde diğer kalp sorunlarına da zemin oluşturduğunu söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, sorunun temelinde “damar yaşlanması” olduğuna dikkat çekiyor. Dünya Kalp Günü’nde dünyaca ünlü hekim Dr. William Osler’in sözünü hatırlatan Prof. Dr. Koylan, “İnsanlar gerçekte damarlarının yaşındadır” diyor ve ekliyor: “Damarın yaşlanması büyük ölçüde doğumla başlayan bir süreç. İnsanın yaşı ilerledikçe damar sertliğinin de ilerlediğini görüyoruz. Bu açıdan kalp hastalıklarının önlenmesi, aslında yaşlanmanın önlenmesi anlamına da geliyor. Kalp hastalıklarını önlemek istiyorsanız damar sağlığınızı korumalısınız.”
Bugün kalp hastalıkları riskimizi en gerçekçi biçimde öğrenebilmemiz için çeşitli algoritmalar olduğunu belirten Prof. Dr. Koylan, Anadolu Sağlık Merkezi’nde de SHAPE kalsiyum skorlamasını da içeren yöntemler kullanılarak risk analizleri yapıldığını söylüyor. Peki kalp hastalıkları riskimizi düşürmek için ne yapmamız gerekiyor? Yaş, cinsiyet ve aileden gelen özellikler değiştiremeyeceğimiz risk faktörleri arasında yer aldığına göre, değiştirebileceğimiz risk faktörleri neler? Kalp hastalıklarından korunmanın başlı başına bir risk mücadelesine dönüştüğünü söyleyen Prof. Dr. Koylan, bunun için alacağımız 5 büyük kararı açıklıyor:
Pratik olarak vücudumuzun şeker ihtiyacı diye bir kavram olmadığını belirten Prof. Dr. Koylan ihtiyaç duyulduğunda vücudun kendisinin şekeri diğer gıdalardan tedarik edebileceğini söylüyor. Fazla şeker tüketiliyorsa bunu olabildiğince düşük miktarlara çekmek gerekiyor. Şeker hastası olmayı engellemek kalp hastası olma riskinizi de azaltıyor. Öte yandan şekeri bırakarak, şekerin yaratacağı fazla kiloyu ve obezite riskini de engelleyeceğimize dikkat çeken Prof. Dr. Koylan kalp hastalıklarından büyük oranda korunacağımızı belirtiyor.
Aşırı tuz tüketimi yüksek tansiyona neden olarak kalp sağlığımızı tehdit ediyor. Gün içinde tükettiğimiz tuzun üçte ikisi endüstriyel gıdalardan geliyor. Ürünlerin etiketlerini incelemeyi mutlaka bir alışkanlık haline getirmemizi belirten Prof. Dr. Kolyan “Sofraya tuzluk koymayın, az tuzlu peynir ve zeytin alın. Market alışverişlerinizde sürekli aldığınız gıdaları tuz açısından da inceleyerek zararlı olabilecekleri alışveriş listenizden çıkarın” diyor.
Sigara içmeyi bırakmak kalp hastalıkları riskini ciddi oranda azaltıyor. Özellikle kadınların bu konuda daha çok önlem alması gerekiyor. Çünkü sigara, menopoz öncesi kadınlarda kalp hastalıkları riskini 4-5 kat artırıyor.
Aşırı gıdadan kaçınmamız, tüketimimize dikkat etmemiz gerekiyor. Alınması gereken ideal oranlar %50-60 karbonhidrat, %20-30 protein ve %10-15 yağ olarak belirtiliyor. Proteinlerin üçte ikisini bitkisel gıdalardan almakta fayda olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kolyan hayvansal proteinde de balığa daha fazla yer vermemiz gerektiğini söylüyor. Kızartma derecesine kadar kızdırılan her yağda trans dönüşüm oluyor. Bu nedenle yağı mümkün olduğunca çok kızdırmadan kullanmak gerekiyor.
Düzenli olarak spor yapmak gerekiyor. Her akşam yarım saatlik yürüyüşler bile kalp sağlığı için büyük önem taşıyor. Dans etmek, bahçeyle uğraşmak, alışveriş için markete yürüyerek gitmek, kısaca günlük hayatımızda hareketli olmamız gerekiyor.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?