4 valanlı polisakkarit aşı Türkiye’de ruhsat yolunda
Dünyada her yıl 500 bin invaziv meningokok vakası görüldüğünü ve bunların yaklaşık %10’unun ölümle sonuçlandığını belirten Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Ener Çağrı Dinleyici, “Pediatride koruyucu hekimlik çok önemlidir. 4 valan polisakkarit aşının ülkemizde de ruhsat alması sevindirici bir gelişmedir” dedi.
32. Pediatri Günleri kapsamında, Meningokokal Hastalıklar ve Korunma başlıklı uydu sempozyumda konuşan Doç. Dr. Dinleyici, kısa bir süre içerisinde ülkemizde ruhsat alacak 4 valan polisakkarit aşının iki yaşından itibaren tüm yaş gruplarında güvenilir ve etkin antikor yanıtı oluşturduğunu ifade etti. Dünya çapında invaziv meningokok hastalığından her yıl ortalama 50 bin kişinin öldüğünü dile getiren Doç. Dr. Dinleyici, “Süt çocukluğu dönemi veya çocukluk çağında menenjit etkenlerinin klasik sınıflandırması Hemofilus İnfluenza tip b (HİB), Streptoccus pneumoniae ve Neisseria meningitidis şeklinde yapılır. Tüm dünyada HİB’in rutin aşılama takvimine girmesiyle birlikte HİB’le ilişkili vakalarda belirgin azalma olmuştur. Herhangi bir aşı olmadığı için en sık görülen etken niteliğindeki Neisseria meningitidisten ölüm oranı % 10-14 aralığındadır” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ), meningokok hastalıkları aşıyla korunabilir hastalıklar arasına aldığını hatırlatan Doç. Dr. Dinleyici, “Buna rağmen halen tüm etkin serogrupları, tüm yaş gruplarını ve coğrafi dağılımı kapsayan bir aşı bulunabilmiş değil. Coğrafi farklılıklar nedeniyle her ülkenin kendi verilerine göre hareket etmesi gerekiyor. Örneğin serogrup A, Afrika’da menenjit kuşağı şeklinde tanımlanan bölgede en sık etken iken ABD’de görülmüyor. Dolayısıyla ABD’nin kullandığı bir aşının içinde serogrup A olması şart değil. Yine serogrup C, DSÖ’nün Avrupa bölgesi olarak tanımladığı 53 ülkenin 24’ünde birinci sırada ama ülkemizde hiç serogrup C vakası yok. Bir ülkenin ayrı bölgelerinde de değişiklikler söz konusu olabiliyor.”
Adölesan grupta da izlem gerekli
Yaş gruplarının dağılımına bakıldığında hastalığın en sık bir yaş altı grupta görüldüğünü belirten Doç. Dr. Dinleyici, “Ama 15-24 yaş grubunda ikinci bir pik yapıyor. Süt çocukluğu dönemindeki bu farklılık etkenlere de yansıyor. Örneğin; ülkemizde serogrup B en sık süt çocukluğu döneminde etkenken, serogrup W-135 adölesan dönemde etken oluyor. Neisseria meningitidis, iki yaş altında sık bir menenjit etkeni ama olguların % 60’ı 11 yaşından sonra tamamlanıyor. Bu nedenle, iki veya beş yaşından önceki çocuklar aşılamada ön planda tuttuğumuz hastalar olmakla birlikte adölesan hastalarda da izlem gerekiyor” dedi.
Meningokoksemi’de tedavi penisilin olmalıdır
Eskiden % 70-90 oranında olan mortalitenin, penisilinin doğru kullanımıyla % 10’lara indiğini söyleyen Doç. Dr. Dinleyici, şu bilgileri verdi: “Tedavide temel prensip, hastayı transfer ederken ilk doz antibiyotiğin uygulanmasıdır. Tedavimiz, meningokokal menenjitlerde intrakranyal basınçla ilişkili bir durum varsa farklı, meningokoksemi şok varsa farklı olmalıdır. Çünkü sıvı tedavisini çok yoğun yaptığımızda beyin ödemi olan hastalarda sorun yaşanabiliyor. Diğer yandan; gram negatif sepsis düşünüldüğünde ilk tedavi seçeneği olarak 3. kuşak sefalosporin başlanmalı ama meningokoksemi adı geçer geçmez tedavi penisilin olmalıdır.”
Pediatride koruyucu hekimliğin önemine dikkat çeken Doç. Dr. Dinleyici, “İçerisinde A, C, Y, W-135 olan 4 valan polisakkarit aşı (mutlaka subkütan uygulanmalı) yakın zaman içerisinde ülkemizde ruhsat alacak. Ancak iki yaşın altında kullanılmıyor. İki yaşından itibaren tüm yaş gruplarında güvenilir ve etkin antikor yanıtı oluşturduğu kanıtlanmış bulunuyor” dedi.
Sağlık personeli de aşılanmalı
Doç. Dr. Dinleyici, sözlerini şöyle sürdürdü: “İki yaşın üzerinde korunmak isteyen herkes aşılanabilir ama bu bireysel bir yol. Mutlak risk grupları içerisinde yer alan Neisseria meningitidis ile çalışan mikrobiyoloji laboratuarı personelinin aşılanması gerekiyor. Bunun yanında; acil ve yoğun bakımda servisleri çalışanları, meningokok hastalarını takip eden hekimler, dalağı çıkartılmış hastalar ile koğuşlarda kalanlar için de yaygın aşılamaya ihtiyacı var.”
Her yıl binlerce ölüme neden oluyor
Devlet İstatistik Enstitüsü’nün (DİE) rakamlarına göre, ülkemizde meningokok nedeniyle her yıl ortalama 2000-3500 ölüm vakası görülüyor. 2001 istatistiklerine göre, ölen hastaların % 66’sını 0-1 yaş arası çocuklar oluşturuyor. Mehmet Ceyhan ve arkadaşlarının yürüttüğü çok merkezli çalışmada da belirlendiği üzere, tüm yaş gruplarında Türkiye’de menenjitte en sık görülen etken Neisseria meningitidis; bunu Pnömokok takip ediyor. Türkiye’de en sık görülen serogruplar arasında W-135 ve B; az sayıda olguda da A ve Y bulunuyor. Dolayısıyla Avrupa ülkelerinden uçak bagajlarında ülkemize getirilerek uygulanan monovalan meningokok konjüge C aşının hiçbir katkısı bulunmuyor. İki yaş altı çocuklarda kullanılabilecek uygun bir meningokok aşısı mevcut değil. Özellikle toplu yaşam alanlarında ve kalabalık ortamlarda risk artıyor. Salgınlarda ve meningokoklu hastayla birebir temas durumunda oran % 100’e kadar çıkıyor. Aktif sigara içilen ortamlarda meningokok enfeksiyonu basit bir taşıyıcılıktan invaziv enfeksiyona dönüşebiliyor.
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?