Kongrenin ilk gününde bir basın toplantısı düzenleyen Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Serdar Özkök, kongre ile ilgili kapsamlı bilgiler verdi. Basın toplantısına ayrıca Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Esra Kaytan Sağlam, Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Zeynep Özsaran, 12. Ulusal Radyasyon Onkolojisi Kongresi Sekreteri Prof. Dr. Yıldız Güney ve 12. Ulusal Radyasyon Onkolojisi Kongresi Bilimsel Program Sekreteri Prof. Dr. Ferah Yıldız katıldı.
Kongremizde bu yıl çok yoğun olan bilimsel programımızda, meme, akciğer, prostat, beyin, mide, pankreas, başboyun, kemik, jinekolojik, çocukluk çağı ve benzeri kanserlerdeki radyoterapi yaklaşımları, kanser ve beslenme gibi oturumların yanısıra, kanserle savaşta ön plana çıkan immunoterapi, intraoperatif radyoterapi ve hedefe yönelik radyoterapi (streotaksik radyoterapi) konularına ağırlık verdik. Kongre programımızda 57 oturumda, yurtiçi ve yurtdışından alanında deneyimli 150 uzman bilgi ve deneyimlerini paylaşmaktadır. Meslektaşlarımızın 396 poster, 116 sözel olmak üzere toplamda 512 bildiri ile yaptıkları çalışmaları üç gün boyunca deneyimli hocaların değerlendirmelerine sunulmaktadır.
Kanser tedavisi sırasında yapılan beslenme hataları hastalara zarar veriyor
Türkiye’de proton dışındaki modern Radyoterapi cihazlarının hepsi bulunmakta ve kanser tedavisinde kullanılmaktadır. T.C. Sağlık Bakanlığı’nın katkıları ile bölgelerdeki büyük illere radyoterapi cihazları alınmış, hastalarımızın kullanımına sunulmuştur. Türkiye’deki en büyük sağlık hizmeti alıcısı SGK olup SUT üzerinden fiyatlandırma yapmaktadır. Radyoterapi SUT ücretleri yurt dışındakilerle karşılaştırıldığında son derece ucuzdur. SGK’lı hastalarımız Radyoterapi uygulamalarından fark ödememektedir. Ne yazık ki cihazlarımız ve yedek parçaları yurt dışından ithal edilmekte, SUT’taki ödenen rakamlar maliyeti karşılayamamaktadır.
Bu da kısa bir sürede kurumların bakım hizmet giderlerini karşılayamamasına ve tedavilerin sürdürülememesine yol açacaktır. Kanser tedavisinde tek başına uygulama ile 1/3’ünü tedavi edebilen ve tüm kanser hastalarının yaşamları süresince %65-70’ine uygulanan bu başarılı yöntemden yararlanamamasına yol açabilecektir. Kongremizde tartışılan konuların yalnız camiamızı değil toplumumuzu da ilgilendirdiğini biliyor, kongremizin kansere ışık tutmasını diliyoruz.”Kanser tedavisinde yeni bir yöntem: İMMUNOTERAPİ
Son zamanlarda kanser immüno-onkolojideki hızlı gelişmeler kanser tedavisinde çeşitli yeni yöntemlerin üretilmesini ve tümöre karşı bağışıklık cevabının güçlendirilmesini sağlamıştır. Bu tedavi yöntemleri ile ya bağışıklık sisteminin belirli kısımlarının aktivitesi uyarılır ya da kanser hücrelerince üretilen bağışıklık cevabı baskılayan sinyaller engellenir. İmmünoterapinin çeşitli tipleri mevcut olup bunlar; monoklonal antikorlar, kanser aşıları ve sınıflandırılmamış immünoterapi gibi uygulamaları kapsamaktadır.
Devam eden klinik çalışmalarda kanser tedavisinin diğer tipleri ile (cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi) tedavi edici kanser aşılarının birlikte uygulanması araştırılmaktadır. Radyoimmunoterapi ise bir ilacın radyoaktif maddeyle işaretlenerek enjeksiyon yoluyla hastaya verilip kanserli hücreyi bulması ve yok etmesini hedefleyen bir yöntemdir. Özellikle lenfoma gibi radyasyona hassas ve diğer tedavilere cevap alınmamış kanserde kullanımı ile başarı oranları görülmüş, meme ve barsak kanserlerinde de çalışmalar devam etmektedir.”
Bu nedenle hedef hacmin her fraksiyonda tam doğrulukla ışınlanması gerek tümör kontrolü gerekse normal doku komplikasyonlarının önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Günümüzde SRC için özel yapılmış Cyberknife veya Gamaknife gibi cihazlar yanı sıra yüksek teknolojiye sahip Linak temelli cihazlarla da bu tedaviyi uygulamak mümkündür.
Bu teknikle tedavi genelde tek bir fraksiyonda veya 1-5 arası fraksiyonda uygulanır.
SRC veya SRT günümüzde primer veya metastatik beyin veya omurilik yerleşimli tümörlerin tedavisinde sıklıkla kullanılmaktadır. Ayrıca arterovenöz malformasyonlar, akustik nörinomlar, meningiomlar gibi benign(iyi huylu) lezyonların tedavisinde de başarı ile uygulanmaktadır. Benzer şekilde erken evre akciğer kanseri, erken evre prostat kanseri ve akciğer-karaciğer metastazlarının tedavisinde yüksek lokal kontrol oranları ile etkinliğini kanıtlamış bir tedavi yöntemidir. SRC/SRT‘nin bir diğer kullanım alanı daha önce radyoterapi uygulanmış ve nüks etmiş olgularda ikinci seri radyoterapi şeklindedir. Bu yöntem ile sınırlı nüks gösteren olgularda tekrar tümör kontrolü veya palyasyonu sağlamak mümkün olabilmektedir.”
Seçilmiş hastalarda gövde ve ekstremitelerde sınırlı sarkomaların tedavisinde IORT kullanılmasının yüksek lokal kontrolü sağladığına ait sonuçlar bildirilmektedir. Prostat kanserinde IORT kullanımına dair erken bilgiler Kyoto üniversitesinden gelmiştir. Lokal ileri prostat kanserinde prostatektomi yapılmaksızın IORT yapılmıştır. Önceleri tekrarlayan ya da ameliyatla çıkarılamayan mide, pankreas kanseri, prostat kanseri veya yumuşak doku sarkomlarında kullanılan bir yöntem iken, günümüzde özellikle erken evre meme kanserlerinde giderek artan oranlarda kullanılmaya başlanmıştır.
İntraoperatif radyoterapi son yıllarda özel olarak geliştirilmiş hareket edebilen, sadece elektron enerjisi ya da yüzeyel x-ışını üreten, personel açısından çok fazla koruma gerektirmeyen bir cihazla ameliyathanede yapılmaktadır. Ameliyat sırasında doğrudan tümöre ya da tümör çıkarıldıktan sonra tümör yatağına özel aplikatörler yerleştirilerek tek seferde uygulama yapılır. En önemli avantajı cerrahi sırasında tümör yatağının daha doğru olarak belirlenebilmesi ve tedavinin tek seferde tamamlanmasıdır. Uygulamanın önemli dezavantajı ise cerrahi sırasında patoloji sonucunun ayrıntılı alınamamış olması ve cerrahi sınır kontrolünün netlik kazanmamasıdır. Tedavinin uzun dönem etkileri ve güvenirliliği kanıtlanana kadar hasta seçimi dikkatli yapılmalıdır.”
YAZIYI PAYLAŞ
YORUMUNUZ VAR MI?